Yunus Emre’nin ortaya koyduğu tasavvufi anlayış, varlığı ve yaşamı anlamlandıran ontolojik bir bakış açısı sunmaktadır. Tekliğe dayanan bu ontolojik bakışta benliğin aslı bu varlığı meydana getiren asıl Can olan Hakka dayandırılmaktadır. İnsanın değerini kişiselliğine değil tinsel, tümel yönüne bağladığı için insana sonsuz bir değer verir. Aslında bir yanılsama olan benliğinden soyunup bu tümel kişiliğine geçişi ancak hakikat aşkıyla ve bu aşkın yaşandığı mahal olan bir yetiştirici ile mümkün olur. Bu yetiştirici ile kurduğu ilişki hem eski ilişkisel zorlukları sağaltıcıdır hem de bunun ötesinde insanı bağlayan biyolojik, ilişkisel, sosyal ve psikolojik tüm bağ- larından özgürleştirici niteliktedir. Onun hayatı algılayışından kaynaklanan ahlak anlayışı ise kişinin aslında bir yanılsama olan benliğini ayakta tutan olumsuz özellikleri arındırmaya ve ona özünü yaşatacak erdemleri kazandırmaya yöneliktir. Bu haliyle narsisisizm çağındaki insana hem bir varlık algısı, hem bir hayat anlamı, hem iyileştirici ve özgürleştirici bir ilişki modeli hem de bir etik anlayışı göstermektedir.
CITATION STYLE
Dincer, M. (2016). Legacy of an Anatolian Sufi from a Psychological Perspective: Case of Yunus Emre. Spiritual Psychology and Counseling, 1(1). https://doi.org/10.12738/spc.2016.1.0004
Mendeley helps you to discover research relevant for your work.