Yüksek riskli gebelik; anne, fetüs ya da yenidoğanın hayatını ve sağlık durumunu tehlikeye sokan, morbidite ve mortalite risklerini arttıran, fizyolojik, ekonomik ve psikososyal durumlardır. Yüksek riskli gebeliklerde anne veya fetüse ait sorunların olması nedeniyle yaşanan stres, travma, endişe normal gebeliklere kıyasla daha fazla orandadır ve uzun vadeli bir psikolojik stres oluşumuna katkıda bulunurlar. Bu nedenle, bu çalışma yüksek riskli gebeler ile normal gebeliği olan bireylerin depresyon ve anksiyete düzeyleri ve bunların birbirleriyle olan ilişkilerinin incelenmesi ve yüksek riskli gebelik durumunda, ebelik/hemşirelik bakım kalitesini arttıracak öneriler sunmak amacıyla planlanmıştır. Nisan-Ekim 2016 tarihleri arasında Kars Harakani Devlet Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Poliklinikleri’nde gerçekleştirilen bu tanımlayıcı çalışmanın örneklemini yüksek riskli gebe grubuna 95 ve kontrol grubuna 95 gebe olmak üzere 190 gebe dahil edilmiştir. Araştırmanın verileri amacına uygun hazırlanmış sosyodemografik bilgi formu ve Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) ve Beck Anksiyete Ölçeği (BAÖ) kullanılarak toplandı. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler (frekans, yüzde, ortalama, standart sapma), ki kare testi, t testi, Mann Whitney U testi ve basit doğrusal regresyon testi kullanıldı. Sonuçlar % 95 güven aralığında değerlendirildi. Çalışmamızda yüksek riskli gebelerin %28.4’ünde depresyon, %32.6’sında orta ve şiddetli düzeyde anksiyete tespit edildi. Yüksek riskli gebelerde depresyon ve anksiyete görülme oranı, normal gebelerle benzer bulundu (p>0,05). Yüksek riskli gebelerde gebelik öncesi psikiyatrik tedavi alanların depresyon ortalamalarının yüksek olduğu belirlendi (pHigh-risk pregnancy; These are the physiological, economic and psychosocial conditions that endanger the life and health of the mother, fetus or newborn and increase the morbidity and mortality risks. In high-risk pregnancies, stress, trauma, and anxiety due to maternal or fetal problems are higher than normal pregnancies and contribute to the formation of long-term psychological stress. Therefore, this study was planned to investigate depression and anxiety levels of high-risk pregnant women and individuals with normal pregnancy and their relationship with each other, and to provide recommendations to improve midwifery / nursing care quality in case of high-risk pregnancy. The sample of this descriptive study which was carried out in Gynecology and Obstetrics Policlinics of Kars Harakani State Hospital between April and October 2016 included 95 pregnant women in high risk group and 95 pregnant women in control group. Data were collected by using sociodemographic form and Beck Depression Inventory (BDI) and Beck Anxiety Inventory (BAI). Descriptive statistics (frequency, percentage, mean, standard deviation), chi-square test, t test, Mann Whitney U test and simple linear regression test were used for data analysis. Results were evaluated at 95% confidence interval. In our study, 28.4% of high-risk pregnant women had depression and 32.6% had moderate and severe anxiety. The rate of depression and anxiety in high-risk pregnant women was similar to that of normal pregnant women (p>0.05). In high risk pregnant women, it was determined that pre-pregnancy psychiatric treatment patients had higher depression (p
CITATION STYLE
KARABULUTLU, Ö., & YAVUZ, C. (2021). Yüksek Riskli Gebeliklerde Depresyon ve Anksiyete Düzeylerinin Sıklığının Değerlendirilmesi. Caucasian Journal of Science, 8(1), 51–69. https://doi.org/10.48138/cjo.940892
Mendeley helps you to discover research relevant for your work.