II. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa'nın yeniden inşasını sağlamak amacıyla 1952 yılında yapılan Paris Antlaşması ile kurulmuş olan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu ve ardından 1957 yılındaki Roma Antlaşması ile kurulan Avrupa Ekonomik Topluluğu ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu, 1993 yılında yapılan Maastricht Antlaşması ile Avrupa Birliği adını almıştır. 1959 yılında başlayan Türkiye-AB ilişkileri, 1964 yılında yürülüğe giren Ankara Anlaşması ile şekil almaya başlamış bununla birlikte Türkiye’nin, hazırlık, geçiş ve son dönem olarak AB’ye üyeliği öngörülmüştür. 1999 yılında adaylık statüsü kazanan Türkiye,2005 yılında AB ile müzakerelere başlamıştır.Türkiye, Gümrük Birliği’yle birlikte AB’nin Ortak Ticaret Politikası’nı uygulamaya başlamış ve AB’nin tercihli ticaret sistemini üstlenmiştir. Türkiye'nin, Gümrük Birliği’ne girmesiyle birlikte dış ticaret açığı artmıştır. Bunun nedenleri arasında, AB'den yeterince mali kaynak aktarımının olmaması, yabancı yatırımcıların Türkiye'de yatırım yapmaması, Türkiye'nin AB çıkışlı sanayi ürünlerini gümrük vergisi olmadan ithalatı sağlanırken, AB dışı ülkelere AB'nin kendi uyguladığı gümrük prosedürlerini uygulaması sayılabilir. Aday ülke statüsünde bulunan Türkiye, topluluğa girmek için gerekli kriterleri yerine getirmek için çabalamaktadır.
CITATION STYLE
DİLBAZ ALACAHAN, N., & AKARSU, Y. (2017). AVRUPA BİRLİĞİ ORTAK DIŞ TİCARET POLİTİKASI’NIN TÜRKİYE EKONOMİSİ ÜZERİNE ETKİLERİ. JOURNAL OF LIFE ECONOMICS, 4(1), 25–38. https://doi.org/10.15637/jlecon.186
Mendeley helps you to discover research relevant for your work.