The Nature of God and the Coherence of Human in the Stoic Philosophy

  • Philosophy S
N/ACitations
Citations of this article
1Readers
Mendeley users who have this article in their library.

Abstract

Özet Stoacılık, tümtanrıcılık temelindeki felsefi tekçiliktir. Dünya tek bir maddesel özden (cevherden) meydana getirilmiştir. Akıl ve gücün her ikisinde de, evrendeki tüm hareket ve değişimlerin üretilmesinde gerekli olan maddesel öz yapısında vardır. Stoacı Tanrı görüşü aktif ve pasif üzerine kuruludur. Pasif, dülgerin biçim verdiği nesnesi tomruk gibi kâinattaki bütün maddeleri kapsarken; Tanrı olarak aktif ise, bir cümle ile ifadesini bulan veya bir yasa ile sergilenen düşünce veya iradedir. Doğanın tüm ürünlerinin tanrısal olması sebebiyle bütün insanlar da kutsanmıştır. İnsanın bedensel özü, Tanrı'nın maddesel özüyle aynıdır. Zira Tanrı'dan ötesi maddedir, Tanrı'nın kenetleyici gücü sayesinde atomlar da her şeyi bir arada tutmaktadır. Maddesel dünya, Tanrı'nın kendisinin evrimidir. 92 • Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, KOSBED, 2015, 30 Giriş Kıbrıslı Zenon'un (M.Ö.334-262) sundurma altında halka açık verdiği felsefe derslerinden dolayı, sundurma (stoa) kelimesinden ismini alan stoacılığın Hıristiyanlığa yaptığı tesirlerini açıklarken; özellikle de, eserlerinde stoa düşüncesini irdelemiş olan Cicero (M.Ö. 106-M.Ö.43) ve stoacılığın yayılmasında olduğu kadar Hıristiyanlıkla bağlantı kurulmasını da sağlayan Seneca'nın (M.Ö.4–M.S.65) eserlerini incelemekteyiz. Elbette, stoa felsefesinin önemli savunucuları arasında öne çıkan diğer iki ismi, azatlı köle Epiktetos (50–130) ile Roma İmparatoru Marcus Aurelius (121–180) da, stoa felsefesine önemli katkılarda bulunmuşlardır. Cicero'nun yazılarıyla Roma İmparatorluğunda tanınan ve gayri şahsi Tanrı felsefesiyle Hıristiyanlığın karşıtı olan stoacılık; özellikle de Seneca, Epiktetos ve Aurelius'un görüşleriyle Hıristiyanlığa son biçimini vermiştir. Bu kâinatın dışında cennette bulunan Tanrı'nın İsa'da göründüğünü ve konuştuğunu, İsa gibi her insanın da Tanrı'nın ruhunu bedeninde taşıyarak Tanrı'nın çocukları olduğunu, tıpkı İsa gibi bütün insanların da öldükten sonra bedenen ve şahsen dirileceğini bildiren Hıristiyanlığın; Tanrı'nın maddesel bir kudret olarak doğada saklı olduğunu, kâinata kıyasla bir kum tanesinden de küçük olan bir kişinin ölümle maddesel özünün doğayla kaynaşıp yok olduğunu, insanın bedeni gibi isim ve şahsiyetinin de silinip gittiğini vurgulayan stoa felsefesiyle çakışması ve mücadeleye girişmesi kaçınılmazdı. Yaklaşık üç asır boyunca Roma İmparatorluğu bünyesinde tesirli olmuş, doğal hukuk yapılanmasıyla bu etkisini özellikle de adalet ve yargı sahasında hissettirmiş olan stoacılığı imanına katmadan, ya da, stoacı görüşleri ayetlerinde yansıtmadan, Hıristiyanlığın, Roma İmparatorluğunun tek resmi dini haline gelmesi mümkün değildir. Stoacılıktaki bilinmeyen gayri şahsi Tanrı'yı İsa olarak kişiselleştiren, 1 doğa yasalarını Tanrı takdirine ve doğanın tanrısal hakimiyetini de kaderciliğe dönüştüren Hıristiyanlık; stoacı dünya vatandaşlığını insanların kardeşliğine çevirmiş, uğradığı işkence ve kötülükleri hiçe sayan Epiktetos'un dünyevi hallere kayıtsızlığını da kadere teslimiyet imanının temeli haline getirmiştir. Stoa felsefesini savunmak ve geliştirmek yerine Yunan felsefesini de yoğunlaştırarak tanıtmak gayretinde olan Cicero'nun ahlak anlayışı,

Cite

CITATION STYLE

APA

Philosophy, S. (2015). The Nature of God and the Coherence of Human in the Stoic Philosophy. Kosbed, 30, 91–112. Retrieved from http://dergipark.gov.tr/download/article-file/251825

Register to see more suggestions

Mendeley helps you to discover research relevant for your work.

Already have an account?

Save time finding and organizing research with Mendeley

Sign up for free