Günümüzde bağımlılık oranlarında ve türlerinde yüksek oranda artış görülmektedir. Bu artışla eş zamanlı olarak bağımlılığın önlenmesine yönelik kurumsal ve yasal birçok düzenleme ortaya çıkmıştır. Ancak diğer yandan toplumsal söylemde, Özne’nin keyif verici maddelere ulaşmayı hak ettiğine dair birçok ifade ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada, madde bağımlılığı ile yasa ilişkisinin bir terapi sürecinde tarihi, kültürel ve güncel değerlendirmeler ışığında söylemsel temelde incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, madde bağımlılığını önleme merkezine yasal düzenlemeler sonucu gönderilmiş bağımlı kişiyle yürütülmüş bir terapi süreci analiz edilmiştir. Analiz Parker ve ekibinin Lacan’ın teorisinden ortaya koyduğu eleştirel söylemsel yaklaşımın ışığında ortaya çıkan Lacanyen Söylem Analizi metodolojisine dayandırılmıştır. Buna göre analizde, klasik söylem analizindeki sözlerin benzerlik ve farklılığından öte; sözdeki karşıtlık, yokluk, anlamın düştüğü/bozulduğu an ve Özne’nin Başka ile ilişkilenirken konumlandığı yere odaklanılmıştır. Sonuçlara göre, kişinin kendi talebinin olmadığı ve güvenin yok olduğu koşullarda yürütülen görüşmelerde terapist ve kişi arasındaki güç ve otorite pozisyonlarının önemli ölçüde etkilendiği görülmüştür. Diğer yandan, maddenin kendisinin ne olduğunun yerine, onun ilişkideki yerinin önemli olduğu ortaya çıkmıştır. Madde kullanıp kullanmama konusunda şüphenin zevk nesnesi halini aldığı durumlarda, terapistin bu şüphe üzerinden kişi ile ilişkilenmek yerine, bunun analizinin sürmesine aracılık etmesi önemli görülmüştür. Son kısımda madde bağımlılığı konusunda klinik uygulamaya yönelik değerlendirmeler toplumsal söylem ışığında verilmiştir.Today, there is a significant increase in the rates and types of addiction. Although many institutional and legal regulations have been established to prevent addiction, there are many expressions in the society’s discourse encouraging subjects to use substances of different types for pleasure. The aim of the current study was to examine the relationship between substance addiction and law in psychotherapy process based on historical and cultural evaluations. Accordingly, a therapy process that was conducted with a patient who was sent to a center of addiction prevention because of legal enforcement was analyzed. The methodology of this study was based on Lacanian Discourse Analysis, which was put forward by Parker and his colleagues in the light of the critical discursive approach. Rather than analyzing the similarity and repetition of the words which was the case in classical discourse analysis; Lacanian Discourse Analysis focused on the contradiction, absence, and positions where the subject speaks in relation to the Other. Results showed that in the interviews which were carried out in the absence of trust and lack of demand, the power and authority positions of the therapist had been significantly compromised. Additionally, the place of addiction in the subject relations seems to be more crucial rather than the actual properties of the substance. Moreover, in cases where doubt of substance using becomes an object of pleasure, the therapist should not relate with the subject through this doubt. In the last part, the clinical applications for substance addiction were discussed in light of the current dominant discourse.
CITATION STYLE
BALTACI, S., & GENÇÖZ, F. (2019). Psikolojide Lacanyen Söylem Analizi Yaklaşımı: Madde Bağımlılığı ve Yasa İlişkisinin Terapi Sürecinde İncelenmesi Örneği. AYNA Klinik Psikoloji Dergisi, 6(1), 38–62. https://doi.org/10.31682/ayna.482168
Mendeley helps you to discover research relevant for your work.