Felsefe tarihinde sıklıkla ortaya konulmuş olan ve karşımıza çıkan sorunların en önemlilerinden birinin “ben’in nesne’ye ilişkin bilgisinin olanaklı olup olmadığı” problemi olduğunu söyleyebiliriz. Bu bağlamda, çağların tini genellikle ben’in nesneye ilişkin bilgisinin kuruluş ve yıkılış aşamalarının birbirini izlemesi şeklinde ilerler. Bir dönem, bu olanaklar yapılandırılır, ardından onların dayanaksızlığı açığa çıkarılır, sonrasında yeniden bu olanağı kazanma çabası başgösterir. Bu kazanma çabasının yakın tarihli önemli bir örneği olarak Husserl’in fenomenolojisini anabiliriz. Husserl, kendi dizgesinde hem bilgiyi temellendiren bir öğreti kurgular, hem de bilinç nesnelerine nasıl yaklaşmamız gerektiğini ortaya koyan bir yöntem belirler. Çalışmamızda, bir yandan Husserl’in yönteminin bilginin olanağını nasıl güvenceye aldığı irdelenecek hem de bu güvencenin aynı zamanda hangi anlamlara gelebileceği tartışılacaktır. Bu amaçla Husserl’in epokhe , Saf Ben , yönelimsellik gibi terimleri, incelememizde bir yön belirlememize yardımcı olacaktır.
CITATION STYLE
ÇAĞLIYAN, Ç. E. (2018). Ortak Bir Anlam Zemini Kurmaya Yönelik Bir Çaba Olarak Edmund Husserl’in Fenomenolojik Yöntemi. Kaygı. Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi, 279–298. https://doi.org/10.20981/kaygi.479388
Mendeley helps you to discover research relevant for your work.